6 Ağustos 2009 Perşembe

REVOLUTIONARY ROAD


YOLUMUN İÇİNDE YOL AYNI YOLDA DEĞİL

Revolutionary Road, birlikte yola çıkan iki kişinin bir müddet sonra farklı yollara sapmak istemesini ve daha sonra çıkmaz sokağa girip duvara toslamasını anlatan bir trajedi. Hayallerinin peşinden gitmek isteyen, bir nevi nefes almaya çalışan eşin ve konformizm korkaklığından muzdarip bir kocanın farklı yönlerden gelen araçların sürücüleri olmasından sebep gerçekleşen bir trafik kazası. Biz izleyiciler ise adeta yolda yürürken bahsi geçen bu kazanın gerçekleşeceğini gören ama elimizden hiçbirşey gelmeyen, sadece bakakalan yayaları. April'ın içinin alev alev yandığını, bu ateşle ya evini ısıtacağını ya da kendini yakacağını, yüzündeki maskenin artık onu boğmaya başladığını, Frank'in son noktaya kadar gelip suya atlamayan mızmız bir çocuk olduğunu, esas meselenin Paris değil de farklı bir yoldan gitmek olduğunu, bombanın fitilinin çoktan yakıldığını görüyoruz. Ama elimizden hiçbirşey gelmiyor. Tıpkı kendi hayatlarımıza bakmaya devam ettiğimiz gibi.

Hiç yorum yok: